Category: Uncategorized

Category: Uncategorized

Öncelik Belirleme – Zaman Yönetimi

İş ortamında veya girişimcilikte insanların zamanını organize edebilmesi konusunda ciddi sorun çekmelerinin en büyük sebebi, zamanlarını iyi organize edememeleridir. Sorun hep aynı, “Bu işi yetiştirmem mümkün değil, bunu yapmaya gerçekten vaktim yok” Aslında bakarsanız bütün iş vaktinizi iyi organize edebilmektedir.

Son yıllarda başarı hırsı, azim, motivasyon, stres, patron baskısı, deadline’lar vb.. bir çok etmenden dolayı insanlar bir çok işi bir arada yapmayı hedeflemekte ve/veya yapmak zorunda kalmaktadır. Bazen 24 saat su gibi akıp giderken bazen de 1 saat size yıllar gibi gelir.

Einstein tarafından ortaya atılan izafiyet teorisinin buna mükemmel bir açıklaması olsa da ben sizlere bilimsellikten biraz daha uzak, gündelik hayat içinden bu olayı anlatmaya çalışacağım.

Gününüzün en verimli ve en verimsiz saatleri vardır, bu saatler günden güne değişim gösterir. Ancak genel olarak bir “normal” oturur her insanda. Kimisi sabah, kimisi gece, kimisi uyku öncesi daha verimlidir ve o saatlerde çalışmak onun için daha büyük keyiftir. Ancak en keyif aldığınız saat en verimli olduğunuz saat anlamına gelmez. 

İş hayatında verim; verilen görevin temel şartlarını olması gereken zaman diliminde yerine getirmişlik olarak açıklanmaktadır. Yani, bitirmekte olduğunuz işlerinizi bitirdiğinizde değil de, bitirmekte olan işlerinizi vaktinizde bitirdiğinizde verimli bir çalışma gerçekleşmiş olur. Ben bu yargıyı biraz daha değiştiriyorum ve son yıllarda verimli olmak istiyorsanız ve üretkenliğinizi arttırmak istiyorsanız, üzerinizde bulunan işlerin zaman etütünü gerçekleştirmeli ve kendinize koyduğunuz zamandan 1 dakika bile olsa erken bitirmelisiniz, işte o zaman verimli bir çalışma gerçekleştirmişsiniz demektir.

Üretkenliğinizi arttırmak ve projelerin, işlerin aksamaması ve hızlı ilerlemesi açısından önceliklerinizi belirlemek büyük bir önem taşımaktadır. “Önceliklerinizi belirlemek ve Zaman yönetimi” açısından günlük hayatta bolca işinize yarayacak olan Öncelik Belirleme tekniğinden bahsetmek istiyorum.

Yukarıda göreceğiniz basit bir şema ile aslında önceliklerinizi belirleyebilir, sorunlarınızı etrafınızı ve kendinizi memnun ederek çözebilir ve üretkenliğinizi artırabilirsiniz. Şemanın Genel Yapısı Acil-Önemli İşler: Önceliğinizde ilk sıraya koymanız gereken işlerdir. Örneğin, krizler, toplantılar, müşterilerden gelen sorunlar, arızalanan bilgisayarınızın tamir edilmesi vb…

Önemli – Acil Olmayan İşler: Önceliğinizde ikinci sıraya koymanız gereken ve planlamalarının şuandan itibaren yazılı ve/veya kafanızda yapılması gereken işlerdir. Örneğin, Dosyalama, toplantı takvimi ayarlama, bekleyebilecek müşteri talebi, günü gelmemiş ödemeler vb…

Önemli Olmayan – Acil İşler: Garip gelse bile önceliğinizde 3. sıraya koymanız gereken işlerdir. Ertelenmesi gereken veya ertelenebilecek işlerdir. Üretkenliğinizde bir artış gözlemlemek istiyorsanız önemli olmayan bir iş acilse bile geri planda tutulmalıdır. Örneğin, müşteri adayı maili cevaplama, bazı toplantılar, kendi kendinizi yenileme vb…

Önemli Olmayan – Acil Olmayan İşler: Burası ise kolay ertelenebilecek veya yapmanıza gerek olmayan büyük ölçüde keyfi olan işlerdir. Örneğin, sosyal medyada gezinmek, TV izlemek, önemsiz telefonlar vb…

Göründüğü üzere aslında herkesin 24 saatinin olması, ve bu zamanı yeterince verimli kullanamıyor olmamız.

Girişimcilik Serüveninin Zorlukları

Yeni bir şeye öncülük etmek, topluma faydalı olmak, kendi işinin patronu olmak, eğlenceli ve atraksiyonlu bir hayata sahip olmak, fazlasıyla network’e sahip olmak hemen hemen herkes tarafından kulağa fazlaca cezbedici geliyor. Ancak, kendi işinizin patronu olmak demek ; uzunca çalışma saatleri, art arda gelen hayal kırıklıkları, herhangi bir çalışandan çok daha fazla stres ve tüm riski tek başına omuzlamak demektir. Son dönemde girişimcilğin getirdiği stres ve baskı ile ilgili araştırmalara yapılırken, kendi işinin sahibi olan insanların bir çoğunun depresyon ve anksiyete ile uğraştıklarını gözlemlemekteyiz. Bu büyük yükün altından kalkabilmek girişimciliğin ilk ve en büyük zorluğu olarak sayılabilir.

Girişimciliğin bana göre diğer zorluklarını sıralamak gerekirse: Stres

Yoğun iş temposu ve bilgi bombardımanı , öğrenmek zorunda olduğunuz onlarca şey ve teknolojinin hızla değişimini takip etmenin acı telaşı. Bitmeyen ve her geçen gün artan rekabet piyasası düzelmeyen ve iyiye gitmeyen ekonomik koşullar. Hırslar ve gelecek belirsizliği aynı zamanda strese etki eden faktörler içerisinde bulunmaktadır. Eğer girişimciliğe karar verdiyseniz şimdiden yukarıdaki sebepler yüzünden “Stres” yaşamaya hazır olun Zaman Hiçbir şeye zaman yetmeyecek. Artan tempo, yoğunluk, bir çok işi idare etme çalışması, gündüz ve gece. En verimli anınızı bulup o anınızda önemli işlerinizi halletmeyi öğrenmelisiniz. İlerleyen yazılarda sizlerle İşlerinizi önem ve aciliyetine göre listelemeyi anlatıyor olacağım. Nakit Bir girişimin ilk yıllarında nakit akışını unutmanızı öneririm. Hiç bir zaman düzgün bir maaşınız ve gününde yatan paralar olmayacak, her zaman aksayan ödemeleriniz, tahsilatlarınız, teminatlarınız olacak. Nakit akışı ile ilgili olarak bütçe planlamasını iyi yapmanız ve ekonomik durumları iyi ölçümlemeniz gerekmektedir. Bilgi ve Tecrübe Girişimcilerin en büyük eksikliği tecrübesizlik olarak görülmektedir. Gerekli bilgiyi alamayan ve tecrübesiz bir şekilde sahaya atılan girişimciler, sektörün içerisinde kaybolabiliyor.

Finansman Sağlama Girişiminiz için başlangıç aşamasında her türlü parayı kendiniz, aileniz, arkadaşlarınız vb… kaynaklardan sağlamalısınız. Ancak işler biraz daha büyüdükten sonra bu kaynak sizlere yetmiyor ve finansman eksiğini fazlasıyla çekiyor olacaksınız. Finansman eksiği bir çok erken aşama girişimcisinin projesinden vazgeçmesi veya müşterisine dahi gitmeden işten soğumasına sebep vermektedir. Bu eksikleri Türkiye ve Global ölçekte nasıl karşılayabileceğinizi ilerleyen yazılarımda anlatacağım.

Aile Girişimci için aslında her zaman iş ön planda bulunmaktadır. Ancak sevdiğim konuşmaların birisinde ise “vakit = nakit” eşitliğinin aksine “verimli zaman = nakit” önermesini sunmaktadır. Konuşmacı burada aileniz ile verimli vakit geçirmenin iç mutluluğunuzu ve huzurunuzu arttıracak olması koşulunu ön planda tutarak aileniz ile verimli vakit geçirmenin sizlere mutluluk sağlayacağı ve dolaylı olarak işinizde de verimli zaman geçirebileceğinizi söylemektedir. Denemekten kim ölmüş 😏 Haksız Rekabet Peşi sıra yükselen büyük şirketlerin bulunduğu bir ekosistemden sıyrılıp ayrılmak ve kendinizi ön planda göstermek oldukça girişimcileri zorlayan bir durumdur. Aynı zamanda politik ve ekonomik durumlardaki dalgalanmalar neticesinde müşterinizin kullanacağı ürüne bakış açısındaki hızlı değişim de rekabet piyasasında yer edinmeyi zorlaştırmaktadır. İş Konusunda Yazılı Anlaşma Yapma Alışkanlığının Olmaması Girişimciler ortakları arasında herhangi bir yazılı anlaşma yapmayarak arkadaş bağları ile yola başlamakatadırlar ancak işler biraz ciddileşmeye başladığında, şirket kurma aşamalarında gelindiğinde ise ortada hiç bir yazılı anlaşmanın olmayışı ortaklar arasında gerginlik ve hatta ayrılığa yol açmakatadır. Bir çok girişimin başlamadan bitmesinin sebeplerinden biriside budur. Reklam Maliyetleri Günümüzde dijital pazarlama bir çok girişimcinin temel pazarlama stratejisi olmuş ve bir çok sosyal mecra’da reklamlar ile özellikle son kullanıcılarına rahatlıkla ulaşabiliyor demeyi çok isterdim ki reklam maliyetlerine ufak bir şekilde değinmek istiyorum ( ilerleyen yazılarımda çok daha detaylıca dijital pazarlamayı işleyeceğiz. ) Günümüzde sosyal mecralar ve arama motorları reklamları son kullanıcıya ulaşmak için en uygun yöntemdir. Ancak burada da bir haksız rekabet söz konusu olmaktadır. Örneğin spor ile uğraşan insanlara ulaşmak istiyor iseniz kişi başı 1 dolar gibi bir ücret ödemek zorunda kaldığınız bir ortama geldik. Eğer ki hedeflemelerinizi daha detaylı bir hale getirip dönüşüm oranınızı arttırmak gibi bir amacınız var ise kişi başı 2-3 dolarlardan başlayan fiyatları göze almanız gerekmektedir. Teknolojik Yetersizlikler Son zamanlarda değişen teknoloji ve ölçek ekonomisinin getirdiği boyut itibari ile teknoloji olmadan bir startup’ın başarılı olması neredeyse imkansız bir hal almıştır. Bu neticede pahalı bilgisayarlar almaya, prototip ve logo gibi çalışmalar için bir çok programa yıllık yüzlerce dolar ödemeye hazır olmalısınız. Ciddiye alınmamak

Günümüzde “statü” o kadar önemli bir konuma gelmiş durumdadır ki, müşterinize yüzyüze satış yapıyor iseniz işiniz gerçekten fazlasıyla zor olabiliyor, özellikle B2B satış yapanların müşterilerine önce kendilerini inandırmaları sonrasında satış yapmaları gerekiyor. Sadece satış ile değil çevrenizde de alay konusu olabilir ve “Bırak bu işleri bunlar boş işler” sıkça duyabilirsiniz. Bunların hiçbirisine kulak asmayın, hedef ve odağınızdan asla şaşmayın. Ekip

Girişimciliğin temel kurallarından birisi olan “İyi bir ekip” önermesi belki de erken aşama girişimcilerini en sık karşılaştığı sorunlardan birisidir. Ortağınız/ortaklarınız ile her konuda iyi anlaşabiliyor olmanız, fikirlerinize saygılı olmanız, birbirinizi tamamlayabiliyor olmanız ve de en önemlisi gelir kaynağı olmadan birlikte hareket edebileceğiniz ortaklar bulabilmeniz belki de en önemlisidir.

Eğer siz de girişimcilik serüveninde bu inişler ve çıkışlar ile mücadele ediyorsanız, aklınıza ilk getirmeniz gereken şey; Yalnız değilsiniz ! Hemen hemen her girişimci sizinle benzer zamanlar, kaygılar, hayal kırıklıkları geçiriyor, onlar da sizler gibi bazen hiç başaramayacakmış gibi hissediyor ve duygusal yıkıntılara giriyorlar. Böyle durumlarda bu zorluklar ile tek başınıza mücadele etmeye çalışmak yoğun temponuz içerisinde sizleri iyice içine kapanık bir duruma sokacaktır ve motivasyon kaybına fazlaca sebep olacaktır ki girişimciler için en önemli şeyin “motivasyon” olduğunu biliyoruz. Bu nedenle sıkıntılarınızı ve kaygılarınızı aileniz, arkadaşlarınız, ortaklarınız ile paylaşın ve gerekiyorsa profesyonel bir destek alın. Gördüğünüz gibi girişimcilik tahmin edildiği kadar kolay olmayan aksine normal bir çalışma ortamından fazlasıyla zor ve fazlasıyla strese sahip olan bir iştir. Ancak doğru söze ne hacet,  “Bizler bu yaşam stilini seviyoruz”. 💪 

Adım Adım Girişimciliğe Başlangıç

Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz girişimcilik önümüzdeki yıllarda da tüm dünyayı kasıp kavuracak ve hemen hemen herkes kendi işinin başına geçmek için çaba sarf edecek gibi duruyor. Peki girişimciliğe başlarken neler yapmamız gerektiğini gerçekten biliyor muyuz? Hangi adımlardan geçmeli? Kimlerle görüşmeli? Prototipi ne zaman çıkartmalı? Pivot etmekten neden korkmamalıyız? Gerçekten bir girişimi sürdürebilir kılmak yazılı olmayan ve adım adım ilerlemeniz gereken bazı kurallara bağlıdır. Bu kurallar yıllarca büyük girişimciler tarafından uygulanmış başarı ile sonuçlanmış temel adımlardır diyebiliriz. Örnek vermek gerekirse büyüyememe sorunsalı bir girişimi yavaş yavaş batırıyorken, fazla hızlı büyüme ise bir girişimi aniden batırmaktadır. Bunların hepsini adım adım izlemeniz gereken kurallarda bulacaksınız. Günümüzde büyük girişimler bile hala bu kuralların son aşamalarını takip etmektedir.

Bugün sizlerle bir girişimin yatırım alma sürecine gelene kadar geçmesi gereken adımlardan bahsedeceğiz. Bu adımları yolda hatalar yapa yapa öğrenecek ve hata yaptıkça başa saracak belki de yıllarınızı vereceksiniz, ancak unutmayın ki hiç bir adımı atlayamayacak eğer atlamaya çalışır iseniz ne kadar deneyimli olursanız olun yine tökezleyeceksiniz.

Adım 1: Problem Bulun

Sevgili akıl hocalarımdan birisinin en sevdiğim sözlerinden birisi “Fikir ishali olun”. Bu konuda en önemli olan şeylerden birisi, paranoyak olmak, başkasının göremediği sorunları görmek, unutmayın ki her zaman etrafta birileri bir şeylerden şikayetçi oluyor ve bu şikayetçi oldukları şeylerin çözümü ya yoktur veya yetersizdir. Bu nedenle etrafınıza bir problem cenneti gibi bakın, bu problemleri sıralayın, hızlı düşünün, hızlı karar verin.

Adım 2: Problemden Etkilenenleri Bulun

Her zaman söylediğim gibi, bir sorunu doğru şekilde çözmüyorsanız o ürünü satamıyor. Aynı zamanda bir ürünü satamazsanız yaptığınız ürünün mükemmel olmasıyla kimse ilgilenmeyecektir. Bu nedenle bulduğunuz ve üzerine düşünmek istediğiniz problemden etkilenen insanları bulun. Bu insanlar ile konuşun; -Bu problem gerçekten hayatlarını etkiliyor mu ? Etkiliyor ise ne yapmalarına engel oluyor / neyi kısa sürede yapmalarına engel oluyor. – Bu problem ile hayatlarını neden sürdürmeye devam ediyorlar ? – Bu problemi çözmek için kendileri ne kullanıyor ? – Bu problem hayatlarında olmasaydı hayatlarında ne değişecekti ? – Bu problemi yaşayan başka tanıdıkları var mı ? – Onlara göre bu problemin asıl kaynağı nedir ? – Bu problemi çözmek için nelerden vazgeçebilirler ?

Unutmayın bu konuştuğunuz insanlar / Firmalar ileride sizin müşteriniz olacaklar.

Adım 3: Problemi Çözün

Artık problemin gerçek kaynağını ve etkilenen kitlenin bu problem hakkındaki düşüncelerine hakimsiniz. Söz Sizde, en doğru kaynakları kullanarak araştırmalarınıza başlayın, teknolojinizi veya inovasyonunuzu düşünün, problemden etkilenen insanların kullanım kolaylığı / rahatlığını düşünün ve soruna gerçekten bir sorun getirdiğinizden emin olun. Ana problemi dışarıda bırakıp bir çok şeyi çözüyor / bir çok şey sunuyor olmanız kimsenin umrunda olmayacaktır.

Adım 4: Problemden Etkilenen Daha Çok Kişi Bulun

Girişimciliğe başlarken bence en önemli adım burasıdır. Artık bir çözümünüz var, ve bu çözümü problemden etkilenen insanların isteği üzerine gerçekleştirdiniz. Sıra çözümünüzü insanlara / şirketlere anlatmakta. Başlangıçta, problemi anlamak için konuşmaya gittiğiniz insanlara / şirketlere gidin, ve sonrasında elbette çok daha fazla bu problemden etkilenenlere gidin ve probleminize bir çözüm buldum;

– Bu ürünü kullanır mıydınız ? – Sizce eksik / fazla olan şeyler nelerdir ? – Bu ürünü nasıl hayal ediyorsunuz ? – Bunu kullanmak için para verir miydiniz ? Eğer veriyorsanız bu parayı nasıl vermek isterdiniz? (Aylık, tek seferde vb..) Para vermezseniz neden vermezdiniz ?

Şeklinde sorular yönelterek ürünün iş planını müşterinize göre oluşturmanız gerekmektedir.

Adım 4: Pivot Edin

Pivot etmek; varsayımlarınızın ve çözüm önerinizin müşteriniz tarafından şekil bulamamış halidir. Yani pivot etmek, işler yolunda gitmediğinde projeyi sonlandırmak yerine, her şeyi yoluna sokma çabasıdır. Konuştuğunuz müşterileriniz size bu nedenlerden dolayı ürünü kullanmam, bu sebepten ötürü kullanmam veya benim tam ihtiyacımı karşılamıyor gibi bir çok feedback verecektir. BU feedbackler ile tekrardan varsayımlarınızı ve araştırmalarınızı gözden geçirmeli, yeniden bir ürün çıkartıp müşterilerinize tekrar gitmelisiniz. Tam bu adımda, müşterilerinizin büyük çoğunluğu, Evet işte aradığım ürün bu ! demediği sürece bu adımı geçmemelisiniz. İnanın ileride pivot etmek çok daha büyük zaman kaybına yol açacaktır.

Adım 5: İş Planınızı Çıkartın

İş geliştirmenin en keyifli ama keyifli olmayan aşamasına geldik. Keyifli diyorum çünkü artık bir çok şeyin oluşmaya başladığı adım burasıdır ve genelde girişimciyi en çok heyecanlandıran kısımdır. Keyifli değil diyorum çünkü artık bir çok detaya boğulacak ve karar verme mekanizmanızın fazlasıyla yavaşladığını hissedeceksiniz. Tabiki de  BMC ( Business Model Canvas ) bir girişimin temel yapı taşıdır ve önem verilerek hazırlanması gerekmektedir. İş planınızı oluştururken önem vermeniz gereken en önemli koşullardan bir tanesi de müşterilerinizi iyi tanımlamak ve satış / dağıtım kanallarınızı onlara göre seçmektir. ( Bir sonraki yazımda sizlerle BMC nasıl oluşturulur paylaşıyor olacağım. )

Adım 6: MVP – Çalışır Prototip Çözümünüzü müşterilerinizin istediği kullanım şekline göre ( Mobil, Web … ) prototip haline getirin. Burada en çok dikkat etmeniz gereken nokta ise ; HIZ ! Siz veya ortağınız teknik kısımları yapıyor olabilirsiniz ve teknik insanların hemen hemen hepsinin mükemmeliyetçi olduğunu biliyoruz. Ancak sizler zaman ile yarışıyormuş gibi davranıp olabildiğince hızlı hareket ederek ürününüzün detayları içerisinde boğulmayın.

Dünyanın ilk 1 Trilyon $ değerlemeye ulaşan firması olan Amazon açıldığında (1999) sadece müşteri ve talep toplamaya odaklanmış. Anlayacağınız, hızlı olun, detaylara takılmayın, ilk müşterileriniz ile buluşmak için heyecanlı olun.

Adım 7: İlk Müşterilerinizi Bulun

MVP’nizi denetmek için kendinize bir kullanıcı sayısı seçin (Ör. 100 öğrenci), iyi tanımlanmış bir müşteri segmenti ile seçilmiş 100 kişiye ürününüzü gösterin ve kullandırın. Günlük / Haftalık / Aylık feedbackler alın gelen tüm geri bildirimler üzerinde MVP niz üzerinde değişimler yapmaya başlayın. Her değişimden sonra müşterilerinize bir anket veya farklı yöntemler ile değişimlerden memnun kalıp kalmadıklarını sorun. Prototipinizi benimsettirin ve daha fazla denek müşteri bulmak için çaba sarf edin.

Adım 8: Geliştirmeye Devam

Ödeyen müşterilerinizin davranışlarını inceleyin, sizi neden aldılar ? neden ödeme yapıyorlar / neden ödeme yapmayı bırakıyorlar ? Hoşlanmadıkları özellikleriniz neler ? Müşterilerinizle iletişim kurun, paranoyak olun her şeyi sorun.

Adım 9: Gerekirse Tekrar Pivot Pivot etmek iyi bir şey olarak anlatmıyorum, ancak doğru zaman doğru yerde yapıldığında tüm geleceğinizi kurtaracak bir hamledir. Bazen müşterilerinizin ihtiyaçlarını hala tam öğrenememiş ve ödeyen müşterilerinizin şunu fark etmesi; “Aslında bu sorun için de bu para verilmez” önerisi üzerine iş planınız veya çözüm önerinizin özellikleri üzerinde yapacağınız değişmeler ile geleceğinizi daha sağlam adımlara bağlamanızı sağlayacaktır. Eğer bir üründe ısrarcı ve inatçıysanız muhtemelen yanlış yoldasınız ve batmaya fazlasıyla yakınsınız demektir.

Adım 10: Yeni ürününüz / Eski ürününüz İle Yeni Müşteriler Bulun

Artık her şeyiniz ile hazırsınız. Sorununuzu müşterilere göre çözdünüz, ürününüzü müşterilerinize göre geliştirdiniz ve erken benimseyici kullanıcıları yakaladınız. Şimdi ise sırada yeni müşteriler bulmak ve yolunuza emin adımlarla hızla devam etmek var.

Yukarıda gördüğünüz 10 adım her bir projeye ilk başladığınızda en baştan tekrar tekrar yapmanız gereken adımlardır. Genellikle henüz ürün ortada yokken müşteriyle konuşmak vakit kaybı gibi gelir, ancak şunu tekrar dile getirmek isterim ki eğer satılamaz bir ürün ortaya çıkartırsanız o ürün harika değil tamamen çöptür. Yine aynı şekilde sürdürülebilir bir ürün ortaya çıkartmazsanız projeniz sadece 6 ay ayakta kalır. Bu nedenle herkes gibi sizde bir fikri hayata geçirirken bu süreçleri tam olarak yerine getirmelisiniz.

Bir Girişime Başlamadan Önce Neler Yapmalısınız?

Tüm riskleri ve avantajları göze aldınız, akabinde bir girişimci olmaya karar verdiniz. Girişiminize başlamadan önce yapmanız gereken ve hayati önem taşıyan bir çok işlem bulunmaktadır. Eğer ki bunları atlarsanız ve sadece fikrinize güvenip yola çıkarsanız çok büyük ihtimalle yolda tökezleyeceksiniz. Bu yazıyı okurken “Ben tökezlemeyeceğim” der gibisiniz. İlk girişimimi gerçekleştirirken bir çok kişinin aksine ben ilk girişimimde başarılı olacağım derdim, buna sonsuz bir inancım vardı, çünkü aşağıda sizlere bahsedeceğim adımlardan sadece birisini çok iyi yapmıştım; Araştırdım. Beklenen oldu ve tabiki de inanılmaz bir şekilde başarısız oldum. Hemen arkasından inanılmaz bir moral bozukluğu ile yeni bir fikir aramaya başladım, ancak bilmiyordum ki hata fikirde değil sadece iyi hazırlanılmamış ve iyi uygulanmamış bir fikirdedir. Girişiminizi uygularken neler yapmanız gerektiğini ilerleyen yazılarımda anlatacağım.

Motivasyon

Girişimcilik belki bu dünya üzerinde en çok motivasyona sahip olunması gereken iş dalı olarak gösterilebilir. Sizlere daha önce de bahsetmiş olduğum gibi cefasını hemen çekerken sefasını sürmeniz şanslıysanız ve işiniz hala ayakta ise bir kaç yılınızı alacaktır. Motivasyon bir girişimcinin yola başlamadan önce kendine benimsemesi gereken en önemli ölçektir. Kendi kendinize aşağıdaki soruları sorun ve cevaplandırın.

– Bu iş için Motivasyonum ne ? Topluma fayda, uykusuz geceler, Emir komuta olmadan çalışmak, yata yata ( gece 4 ten sonra ) çalışmak ? ….. Sizlerin motivasyonu ne olacak ?  – Bu iş, 1. yıl, 3. yıl ve 5. yıl sonlarında nerede görüyorum ? 1. yıl sonunda dipte, 3. yıl sonunda globale açılmış , 5. yıl sonunda Exit mi ? Yoksa tam tersi 1 yıl bile idare edemeyecek misiniz ?  – Kendimi 1. yıl , 3. yıl ve 5. yıl sonunda nerede görüyorum ?  Ben bir girişime başlarken özellikle son soruya “5 yıla bu projem ile FORBES’a kapak olmak” şeklinde cevap veriyorum.

Sorun Girişimcilerin en çok yanıldığı ve üzerinde gerçekten çalışmaları gerektiği bir diğer madde ise “Sorun”. Çoğu girişimci etrafında sadece ufak bir gözlem ile sorunları bulup bunlara çözümler üreterek yola çıkıyor ve girişimlerinin teknik kısımlarını çözdükten sonra müşterilerine gidince görüyorlar ki müşterileri açısından sorun göründüğü gibi değil. Bir çok girişimin başlayamadan bitmesinin temel sebebi “Sorun” temelli gitmiyor olmaları veya Sorunu yeterince araştırmamış olmaları. Bu bir sorun diyen bir çok girişimci bu sorunu yaşayan kaç insan ile görüşmüş ki bunun sorun olduğuna kanaat getirmiş? Neredeyse yeni başlayanların hiç biri. “Ortada bir sorun var, bu sorundan etkilenenler, bir de siz. Nasıl çözmek isterseniz çözün” 

Sorundan etkilenenler ile konuş, sorunun kaynağını tespit et, sürdürülebilir bir çözüm üret.  Anlayacağınız o ki, kimse sizlerin bu sorunu nasıl çözdüğünüze bakmaz, o sorunu yeteri oranda çözüyor musunuz ? o sorunu geçici olarak mı çözüyorsunuz, çözdüğünüz şey gerçekten acı verici bir sorun mu ? . Odaklanmanız gereken en önemli şeyler bunlar, bu nedenle girişimciler fikirlerini hayata geçirmeden önce ortaya attıkları sorunu yaşayan insanlar/firmalar/devletler ile yeterince konuşup sorunu doğrulamış olmalı.

Değer önerisi ?  Yanlış odaklanma. Yaşanan bir başka sıkıntı ise girişimcilerin kendilerini yeterince ifade edememeleri ve sorunu her açıdan çözmeye çalışmaları. Örnek vermek gerekirse; Sorun, üzerinde nakit para bulunmayan ( veya nakit parasını harcamak istemeyen ) bir kişinin taksiye binip ulaşımını sağlamak istemesi.  Çözüm, UBER. Nakit harcamadan A noktasından B noktasına ulaşımını sağlayabilirsin. ! / Hem de daha konforlu, hem de mobil aplikasyon ile bekleme süreni görebilirsin, hem de nakit ödeme de yapabilirsin, hem de . hem de . hem de . /  UBER bunların hiçbirinden bahsederek müşteri kazanmadı. Odaklanın ve gerçekten müşterinizin istediğini verin. Çünkü, müşterinize istediğini tam anlamıyla verebilirseniz müşteriniz artık sizlere katlarca daha fazla ödemeye hazır olacaktır. Hedef kitle  Girişimcilerin bence yaptığı en büyük hata ki ben şu şekilde tanımlıyorum. “Vejeteryan birisine Et satmaya çalışmak” Kanvas’ın en önemli kısmı olarak gösterilen Müşteri Segmenti, bir girişimi vezir de yapabilir rezil de. Olabildiğince dar bir müşteri kitlesi tanımı yaparak işinize başlamalısınız. Müşterilerinizi lokasyonları, gelir durumları, sosyokültürel yapıları, hukuki süreçlere tabilik, yaş, cinsiyet, kuşak, dijital okuryazarlık vb… Gibi bir çok alanda sıralayarak ilk müşterilerinizi oluşturmalısınız ve tüm testlerinizi bu müşterileriniz üzerinde yapmalısınız. Yolun ortasına gelmiş bir projede müşteri kitlesini değiştirmeniz sizleri fazlasıyla finansman ve iş yüküne sokacak ve kazandığınız network’ün büyük bir çoğunluğunu boşa çıkaracaktır. Finansman Finansman sorunu sadece girişimciler için değil tüm küçük-büyük şirketler için geçerli olan bir sorundur. Ancak şunu da söylemek gerekir ki bir girişim size ne kazandıracak ve ne kadar götürüsü olacak sadece ufacık bir tahminde bulunabilir ve muhtemelen bu tahmininiz yanlış çıkacak ve uzunca süre para kazanamıyorken giderleriniz tahmin ettiğinizden çok daha fazla olacak. Bu nedendendir ki bir girişime başlamadan önce riskler gerçekten öngörülmeli ve ne kadar doğru olmayacak da olsa bolca şişirilmiş bir maliyet listesi çıkarılmalıdır. Gayet moral bozucu bir tablonun ortaya çıkması fazlasıyla normal işte bu nedenden ötürü girişimciler belirli noktalardan sonra kendi işlerini devam ettirmeleri ve büyüyebilmeleri için belirli finansman desteklerine sıkça ihtiyaç duyarlar. İlerleyen yazılarımda Türkiye’de girişimcilerin finansman elde edebilecekleri kurum ve kuruluşlardan bahsedeceğim.

Elbette bir girişime başlamak için yukarıdaki 5 maddeyi tamamlamak yetmiyor bunların yanı sıra; planlama yapma, bolca okuma ve öğrenme, ekosistem ile tanışma ve fazlaca network, bir girişime başlanmadan önce gerçekten tamamlanması gereken, girişimciyi ve projeyi fazlasıyla hızlandıracak hamlelerdir. Bu hamleleri kısaca açıklamak gerekirse

Planlama

1 yıllık bir öngörü çizin ve hangi ay hangi aşamada olacağınızı iyi bilin. Bolca okuma ve öğrenme

Değişen teknoloji ve şartları iyi bir şekilde takip etmeyi öğrenmek gerekiyor. “Her şeyden az az bir şeyden Çok” Bu motto ile öğrenmeye kendinizi motive etmelisiniz. Ekosistem ile tanışma

Türkiye genelinde çok büyük bir ekosistem olduğunu söyleyemeyiz, ancak olan ekosistemde büyük ve başarılı oyuncular olduğunu söylemeliyim. Bu nedenle herkes ile tanışın ve fikrinizi anlatın. Unutmayın, bir girişimci şapkasını önüne alır, geçmişini ve geçtiği yolları unutmaz, sizi gayet hoş karşılayacak ve yardımcı olacaklar. ( [email protected] adresinden istediğiniz zaman bana da ulaşabilirsiniz. ) Sonuç olarak bir girişime başlamadan, fikrinizi hayata geçirmeye başlamadan önce yapmanız gereken bir çok şey olduğunu farketmişsinizdir. Bu ön hazırlıklar ile projenizde daha hızlı karar ve tavsiye alabilme, stratejik hamleler yapabilme, değişiklikler yapabilme ve gerekli riskleri alabilme yetinizi fazlaca geliştirecek ve süreç içerisinde çekeceğiniz zorlukları fazlasıyla azaltabilirsiniz.

Nedir Bu Girişimcilik?

Hemen hemen herkes bir gün kendi işinin patronu olmayı, hayatının kalan kısmında sabah erken kalkmadan canı ne zaman isterse çalışabileceği ve ne isterse yapabileceği bir iş hayali kurar. Günümüzde yaygınlaşan “Girişimcilik” kültüründe ise hemen hemen herkes girişimciliğin ‘Tonlarca para kazanmak, istediği zaman istediği şeyi yapabilecek olmak ve de kendi fikirlerini rahatça hayata geçirebiliyor olmak’ zannetmektedir. Yine tam olarak katılmasam da sadece “Kendi fikirlerinizi rahatça(!) hayata geçirmek” kısmına katılmaktayım. Birisi bana girişimciliğin avantajlarını ve dezavantajlarını sıralamamı istemişti vakti zamanında. Nihai bir görüş olmasa da bana göre “Girişimciliğin Avantajları ve Dezavantajları” şu şekildedir.

Girişimciliğin Avantajları;

  • En çok sevdiği işi yapabilme imkanı
  • Çalışırken keyif alabilme imkanı
  • Kendi kaderini kendi elleriyle yazabilme imkanı
  • Verilen emeğin karşılığını alma imkanı

Girişimciliğin Dezavantajları;

  • Hayal Kırıklığı
  • Düzensiz gelir
  • Mesai saatinin olmayışı
  • Stres ! 
  • Sosyal ilişkilerde bozulma

Girişimciliğe başlamak istiyor iseniz , bir artı eksi tablosu oluşturmanızı öneririm. Keza, “Girişimciliğin Dezavantajları” etkisini ilk günden itibaren gösteriyor iken “Girişimciliğin Avantajları” olan imkanlara ulaşmanız şanslıysanız yıllarınızı alacaktır.

Herkes Girişimci Olabilir mi ?

Son zamanlarda sıkça karşılaştığım bir sorudur bu herkes girişimci olabilir mi ? Elbette herkes girişimci olabilir ancak olmamalı. Girişimcilik Karakteri ile ilgili bir yazıyı sizlerle daha sonra paylaşıyor olacağım ancak özet geçmek gerekirse girişimcilik; -“Fikirim var ve dünyayı değiştireceğine inanıyorum” demek ile olmuyor. Unutmayın ki girişimcilik bir kariyer planı değil bir yaşam tarzıdır. 

Girişimciliği Etkileyen Faktörler;

  • Yaş
  • Eğitim durumu
  • İş durumu 
  • Sosyal durumunuz
  • Aileniz

….. Listeyi daha çok uzatabiliriz  ;

 Girişimciliği Etkilemeyen Faktörler;

  • Hırs
  • Azim
  • Kararlılık
  • Hayal kurabilme
  • Sabır

Yani demem o ki her yaştan her sosyal durumdan her kafadan insan girişimci olabilir ancak olmamalı.

Peki Nedir Bu Girişimcilik ? 

– Sözlük anlamıyla “Girişimci olma durumu”

Genel Tabiri ile “Girişimci, mal ve hizmet üretimi yapmak amacıyla üretim unsurlarını en kazançlı koşullar altında bir araya getiren kişiye denir. ” -Apple’a göre “Eski kuralları çağdaş yeniliklerle yorumlayan ve aksiyona geçiren beceri”

Bence “Risk alabilen, hayal kurabilen, empati yapabilen kişilerin bu hayatta yaptıkları her harekettir.” girişimcilik. Zorlu yollardan geçilmesine rağmen yılmamak, bırakmamak, zoru başarmayı istemektir. Çok sevdiğim bir araştırma içinde, erken aşama girişimlerinde fikrin önemi sadece %1 olarak tanımlanırken, takım içerisindeki karakteristik özelliklerin önemi ise %60 civarında tanımlanmış olup ilk bakılan özellik ; “Bu takım bu fikri gerçekleştirebilir mi ?”dir.

Demem o ki , eğer “Girişimciliğin Dezavantajlarını” göze alıp, sabır ile çalışabilecekseniz, müşteri odaklı düşünüp empati kurabilecekseniz. Durmayın, Girişimcilik tam da size göre.

Business Model Canvas Nasıl Hazırlanır?

Girişimcilik için artılarınızı ve eksilerinizi değerlendirip, ilk adımları atmaya karar verdiniz. Sorun, gerçek sorun, sorunun kaynağı, sorundan etkilenenler, müşteriniz, doğru ürün… Bir çok kara kutuyu kafanızda netleştirdiniz ve sıra geldi bunları artık yazıya dökmeye ve ürününüzün ilk adımlarını atmaya. Sayfalarca yazı yazmak, her başlığı birbirine bağlamak, ürününüzü tanımlamak ve aralarındaki bağlantıları doğru bir şekilde kurgulamak istemiyor ve bu yapacaklarınızı duyuyor olmak dahi motivassyonunuzu düşürüyor değil mi ?

Korkmayın, endişeye kapılmayın biz girişimciler için bile sayfalarca yazı yazmak bazen sıkıcı oluyor ve üşendirici bir hamle oluyor. Ancak bugun bahsedeğim teknik , İş Model Kanvası ( Business Model Canvas ) ile sayfalarca sürecek olan iş planınızı kolayca tek sayfalık bir şablona yerleştirebilir, iş fikrinizi genel bir yapı altında toplayabilir ve kolayfa karşı tarafa ve kendinize açıklayabilirsiniz. Business Model Canvas’ın kısa tarihi

Alex Osterwalder tarafından 2008 yılında geliştirilen İş Modeli Kanvası girişimcilere, iş fikirlerini dğeişen koşullara göre güncelleyebilecekleri, kolayca anlayıp anlatabilecelleri bir ortam sunuyor.

Peki bir girişime başlarken yapılması gereken adımlardan birisi olan Business Model Canvas Nasıl Hazırlanır? Business Model Canvas’ta doldurmanız gereken 9 farklı bölüm bulunmakta olup, önem sırasına göre:

  1. Müşteri Segmenti /  Customer Segment 
  2. Değer Önerisi / Value Proposition 
  3. Kanallar / Channels 
  4. Müşteri İlişkisi / Customer Relationships
  5. Gelir Modeli / Revenue Streams 
  6. Temel Faaliyetler / Key Activities 
  7. Temel Kaynaklar / Key Resources 
  8. Temel Ortaklıklar / Key Partners 
  9. Gider Yapısı / Cost Structure

1. Müşteri Segmenti

Girişiminizi ulaştırmak  istediğiniz kişi ve kurumları bu başlık altında listelemelisiniz. Çözümünüzün sunduğu en büyük değer önerilerini hangi grup benimser ? Birden fazla değer önerisi için birden fazla mı müşteri segmenti belirlemelisiniz ? gibi soruların cevaplarını bu başlık altında vermelisiniz. Müşteri segmentinizi belirlerken dikkat etmeniz gereken nokta, görüştüğünüz ve sizlerin ürününüze ilgi duyan insanların ortak özellikleri neler ? Yaşları, ekonomik yapıları, lokasyonları, cinsiyetleri vb… gibi başlıklar altında incelemeniz ve ortak özellikleri belirlemeniz gerekmektedir. Başlangıç için müşteri segmentinizi fazlasıyla dar olarak başlatmanız önemli bir rol izlemektedir.

ÖRNEK B2C-Ankara Çankaya bölgesinde yaşayan, sabahları işe gitmek için 07:00’dan önce uyanan ve alarm kuran 35 yaş altı bakanlık personelleri.  B2B-İstanbul levent bölgesinde bulunan,genellikle inşaat firmalarına danışmanlık veren 10 yıl üzerinde piyasada hakimiyeti bulunan danışmanlık firmaları. NOT ! : Bu başlık altında B2B satış yapanlar için, firmalarda satış kararını verebilecek kişilerin ortak özelliklerini de çıkartmanızı ve satışın son adımlarını da sanki B2C satışı gibi görmenizi öneririm. ( ilerleyen yazılarımda persona belirlemeyi sizlere aktaracağım ) Yanlış müşteri segmenti, bir vejeteryanı et lokantasına götürmeye benzer. Boşa zaman kaybı ve yeni tercihler için fikir ayrılıkları doğurur. Bu nedenle müşterinizle konuşun ve sorunun temeline inin, gerçekten bu sorun ile yüzleşenleri bulun ve ortak çatı altında toplayın. Başlangıç aşaması için ortaklık şemasını fazlasıyla dar bırakın.

2. Değer Önerisi

Belirlediğiniz problemlere nasıl bir çözüm önerisi sunuyorsunuz ? Çözüm önerinizin sonunda sizi kullananlar ne kazanacak ? Şuan kullandıkları / problemlerini çözmek için kullandıkları araçları neden bırakıp sizi kullanmalılar ? Gibi sorulara cevap vermeniz gereken bu başlıkta en çok yanlış yapılan nokta ise ürünü açıklamaktır. Bu başlık altında ürünü açıklamaktan ziyade, ürünün kullanımı sonunda müşterinize ne kazandıracağınızı fazlasıyla iyi açıklamanız gerekmektedir. Unutmayın müşteri sonuca bakacaktır.

ÖRNEK -Kişiselleştirilmiş haberler sayesinde kullanıcı kendi haberini seçebilecek ve kendi haberlerini daha rahat bulup okuyabilecek / YANLIŞ -Kullanıcı haber bulurken zaman kazanacak ve kafa karışıklığı ortadan kalkacak / DOĞRU -Kullanıcı ürününü satın alırken XX kartımız sayesinde birden çok mağazadan indirim kodu kazanabilecek ve bu mağazalardan alışveriş yaptıkça katlanan indirimler ile ileride ürünlerini bedavaya getirebilecek / YANLIŞ  -Kullanıcı gereksiz maliyetlerden kurtulacak. / DOĞRU  -Kullanıcı ürünümüzün özel yapay zekası sayesinde daha fazla müşteriye ulaşacak ve bu müşterilerin daha fazla para harcamasına ilişkin aksiyonlar alabilecek / YANLIŞ  Kullanıcı ürün kullanımı ile birlikte doğru aksiyonları alırsa ortalama %40 ciro artışı gözlemleyecek / DOĞRU Değer önerisi sizin her şeyiniz. Bunu asla aklınızdan çıkartmayın, ürününüzün ne kadar iyi olduğunu kimse umursamayacak sadece sizin ürününüzün akabininde ne kazanacağına bakacaktır. 3. Kanallar 

Ürününüzü / Hizmetinizi belirlediğiniz müşteri segmentinize hangi kanallar aracılığı ile ulaştırmayı planlıyorsunuz ? Bir nevi pazarlama stratejileriniz olarak algılayabileceğiniz bu başlık altında ise müşterinize nerelerde bu ürünü satın aldırmaya teşvik etmeyi hedeflediğinizi belirtmelisiniz. 

ÖRNEK  – Google Adwords- Sponsorluklar- Facebook ve Instagram Adds- Satış Ortaklığı  Gelişen piyasalar ve gelişen teknolojiyi takip ederek en ucuz kanal ile en doğru kitleye ulaşmanın yollarını fazlasıyla araştırmalı ve rakiplerinizden farklı kanallardan müşterilerinize ulaşım sağlamalısınız. 4. Müşteri İlişkileri

Bir çok girişim kurulurken bu başlık önemsenmezken belki de ilerleyen bir girişimde en önemli başlık halini almıştır. Müşteri bulmanın kolay, kaybetmemenin zor olduğu rekabet piyasalarında müşterileriniz ile olan ilişkinizi nasıl tamamlamalı ? ve hangi noktalarda onlara destek olmalısınız ? sorularına cevap vermeniz gereken başlıktır. Bu başlığı ne kadar ciddiye alırsanız müşterilerinizden alacağınız geri bildirimlerin gerçeklik payı ve etkisi bir o kadar da iyi olacaktır. 

ÖRNEK

– 7/24 Canlı destek- Mağaza Satış Müdürlükleri- Mail Yoluyla İletişimler- Birebir Görüşmeler ve Ziyaretler Bir müşteriyi elinizde tutmak için vereceğiniz efor müşterinizin içeride daha uzun süre kalması ve/veya etrafına sizleri önermesi ile sizlere daha az efor ve masraf ile daha çok gelir getirecektir. Bu neden ile müşterilerinize göstereceğiniz önemi en üst seviyede tutun.

5. Gelir Modeli

Gelir modeli, ürününüzü müşterilerinize satarken ne kadar para kazanacağınızı ve hangi yollar ile bu parayı tahsil edeceğinizi açıklamanız gereken başlıktır. Business Model Canvas’ın en çok değişkenlik gösterebilecek başlıklarından birisidir bu nedenle bir çok şekilde müşterilerinizden para kazanabileceğinizi öngörmeli ve birden fazla gelir modeli uygulaması yapmalısınız. Aynı zamanda tek modelleme ile kalmamalı yan gelir modelleri üretmelisiniz.

ÖRNEK

– Cihazı 199 TL ye tek seferlik satacağız, GPS özelliğini kullanmak isteyenler aylık 5 TL ekstradan para ödeyecekler.

– Aylık 19 TL den üyelik modellemesi yapacağız, içeride ekstra raporlama isteyenler tek seferlik 99 TL ye de rapor alabilecek

– Oyunumuzu ücretsiz sunacağız, içeride puan almak isteyenler paketler halinde satın alımlar yapabilecek, bölüm geçişleri arasında ise reklamlar alacağız

Gelir modeli kısımını tamamladıktan sonra, ufak bir piyasa araştırması ile fiyatlandırma kısmını da yüzeysel şekilde belirleyip önceden konuşmuş olduğunuz müşterilerinize tam da bu aşamada tekrardan bir ziyaretin vaktidir. Erken alınabilecek “Bunu Satın Almam” , zaman kaybının önüne geçecektir.

6. Temel Faaliyetler

Business Model Canvas’ın içinde, en az Gelir Modeli kadar sürekli değişecek olan bu başlık ise, sunacağınız değer önerisini hayata geçirebilmeniz için yapmanız gereken öncelikli işleri sıralamanız gereken yerdir. Burada dikkat etmeniz gereken özellik ise, kaynaklarınızı ve çözümünüzün önceliklerini göz ardı etmeden hareket etmeniz gerekmektedir. Bu noktada öncelik belirleme tekniğini kullanmanızı önermekteyim. ( ilerleyen yazılarımda öncelik belirleme tekniğinden bahsedeceğim ). Bu teknik sayesinde ekipçe ve bireysel olarak önceliklerinizi sıralayabilir ve hızlanmanız için yapmanız gerekenleri tamamlayabilirsiniz.

ÖRNEK  – Ürünün özelliklerinin belirlenmesi (1) – Acil önemli – Landing page oluşturma (2) – Acil önemli olmayan – Mobil aplikasyon yazımını tamamlamak – (3) – Acil olmayan önemli – Web sitesinin açılması – (4) – Acil olmayan önemli olmayan

Bu listelemeyi ekipteki herkes kendisine teker teker yapmalı, aynı zamanda tüm ekip için ortak bir liste daha çıkartılmalıdır.

7. Temel Kaynaklar

Bu başlıkta ise Temel Faaliyetlerinizi gerçekleştirmek için gerekli olan teknolojik, hukuki, stok vb… tüm ihtiyaçlarınızı sıralamanız gerekmektedir. Bu sıralamalarda uzun vade olmasa da projenizin pazarlama aşamasında geçtiği kısımlardaki ihtiyaçlarınızda listelemeniz gerekmektedir. Aynı Temel Faaliyetlerde olduğu üzere burada da bir öncelik sırası ( ne için kullanılacağına göre ) yapılmalı.

ÖRNEK – Donanımsal gereksinimler – Yazılımsal gereksinimler – Stok gereksinimleri – Personel gereksinimleri

Temel Kaynaklar başlığında dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan birisi ise öncelikle Temel Faaliyetleri karşılayabilecek bir liste çıkartılmalıdır.

8. Temel Ortaklıklar

En zorlanılacak başlıklardan birisi de budur bence. Business Model Canvas, girişiminiz için genel bir özet niteliğindedir, bu başlık altında da sunduğunuz değer önerisini sunabilen firmalar ile nasıl bir ortaklığa gidebilirsiniz ? Yayılma veya müşteri kazanımında sizlere yardım edebilecek kişi/kurum/kuruluşlar var mıdır ? Medya ile nasıl bir ortaklık oluşturmalısınız ? Elbet ihtiyacınız olacak olan maddi kaynağı nereden ve nasıl temin etmeyi planlıyorsunuz ?

ÖRNEK 

– Sosyal medya taraftar topluluklar – Hızlandırma programları – Teknolojik alt yapı sunan kuluçka merkezleri – Melek yatırımcılar ve melek yatırım ağları – Blog siteleri ve haber siteleri

Şeklinde liste uzatılabilecek olup kendi girişiminizde ihtiyaçlarınızı belirleyip nokta atışı şekilde yol almalısınız.

9. Maliyet Yapısı

Geldik hikayenin acıklı sonuna. Business Model Canvas’ın belki de boş kalması istenilen tek başlığıdır burası. Sunacağınız ürünün maliyeti nedir ? Müşteriye ulaşmak için harcayacağınız reklamların parası nedir ? Temel kaynaklarınıza nasıl bir finansman gerekiyor ? Gibi bir çok soruyu cevaplandırırken, bunların yanı sıra maliyetleriniz değişken mi yoksa sabit mi sorularına da cevap vermelisiniz. Bu sizlere değişen piyasa koşullarında B ve C planları oluşturmanız gerektiğini gösterecek ve bu planların içeriklerini oluşturmanıza fazlasıyla yardımcı olacaktır.

ÖRNEK 

– Yazılım geliştirme ( Sabit ) – Google adwords ( Değişken ) – Personel ( Değişken ve Sabit ) – Etkinlik ve sponsorluk ( Değişken ) – Lisanslanma ( Sabit )

Şeklinde sıra uzayıp gidebilir. Burada dikkat etmeniz gereken en önemli özellik, bu finansmanları nereden ve ne koşullarda sağlayabileceğinizi öngörmek ve elinizde bulunan para ile ne kadar idare edebileceğinizi öngörmek. Bu nedenle maliyet yapısı detaylı bir araştırma gerektiren başlıklardan birisidir. Bu araştırmalarınızı yaparken müşterinize ulaşmanızın maliyetini iyi hesaplamalı ve hatta değişebilecek piyasa koşulları için fazladan sayılar eklemelisiniz, ki gelecekte planlarınız suya düşmesin ve motivasyon kaybı yaşanmasın.

Ne kadar kağıt üzerinde çalışma yapmayı sevsem de, artık her şey dijital ortama döndüğü için artık ben de iş fikirlerimi Business Model Canvas’a geçirirken dijital sistemler kullanıyorum.

İşte online bir şekilde İş planı hazırlayabileceğiniz bazı siteler ;

Canvanizer Strategyzer Bu siteler sayesinden online Business Model Canvas’ınızı oluşturup bir çok formatta bilgisayarınızda bulundurabilirsiniz.