Yeni bir şeye öncülük etmek, topluma faydalı olmak, kendi işinin patronu olmak, eğlenceli ve atraksiyonlu bir hayata sahip olmak, fazlasıyla network’e sahip olmak hemen hemen herkes tarafından kulağa fazlaca cezbedici geliyor. Ancak, kendi işinizin patronu olmak demek ; uzunca çalışma saatleri, art arda gelen hayal kırıklıkları, herhangi bir çalışandan çok daha fazla stres ve tüm riski tek başına omuzlamak demektir. Son dönemde girişimcilğin getirdiği stres ve baskı ile ilgili araştırmalara yapılırken, kendi işinin sahibi olan insanların bir çoğunun depresyon ve anksiyete ile uğraştıklarını gözlemlemekteyiz. Bu büyük yükün altından kalkabilmek girişimciliğin ilk ve en büyük zorluğu olarak sayılabilir.
Girişimciliğin bana göre diğer zorluklarını sıralamak gerekirse: Stres
Yoğun iş temposu ve bilgi bombardımanı , öğrenmek zorunda olduğunuz onlarca şey ve teknolojinin hızla değişimini takip etmenin acı telaşı. Bitmeyen ve her geçen gün artan rekabet piyasası düzelmeyen ve iyiye gitmeyen ekonomik koşullar. Hırslar ve gelecek belirsizliği aynı zamanda strese etki eden faktörler içerisinde bulunmaktadır. Eğer girişimciliğe karar verdiyseniz şimdiden yukarıdaki sebepler yüzünden “Stres” yaşamaya hazır olun Zaman Hiçbir şeye zaman yetmeyecek. Artan tempo, yoğunluk, bir çok işi idare etme çalışması, gündüz ve gece. En verimli anınızı bulup o anınızda önemli işlerinizi halletmeyi öğrenmelisiniz. İlerleyen yazılarda sizlerle İşlerinizi önem ve aciliyetine göre listelemeyi anlatıyor olacağım. Nakit Bir girişimin ilk yıllarında nakit akışını unutmanızı öneririm. Hiç bir zaman düzgün bir maaşınız ve gününde yatan paralar olmayacak, her zaman aksayan ödemeleriniz, tahsilatlarınız, teminatlarınız olacak. Nakit akışı ile ilgili olarak bütçe planlamasını iyi yapmanız ve ekonomik durumları iyi ölçümlemeniz gerekmektedir. Bilgi ve Tecrübe Girişimcilerin en büyük eksikliği tecrübesizlik olarak görülmektedir. Gerekli bilgiyi alamayan ve tecrübesiz bir şekilde sahaya atılan girişimciler, sektörün içerisinde kaybolabiliyor.
Finansman Sağlama Girişiminiz için başlangıç aşamasında her türlü parayı kendiniz, aileniz, arkadaşlarınız vb… kaynaklardan sağlamalısınız. Ancak işler biraz daha büyüdükten sonra bu kaynak sizlere yetmiyor ve finansman eksiğini fazlasıyla çekiyor olacaksınız. Finansman eksiği bir çok erken aşama girişimcisinin projesinden vazgeçmesi veya müşterisine dahi gitmeden işten soğumasına sebep vermektedir. Bu eksikleri Türkiye ve Global ölçekte nasıl karşılayabileceğinizi ilerleyen yazılarımda anlatacağım.
Aile Girişimci için aslında her zaman iş ön planda bulunmaktadır. Ancak sevdiğim konuşmaların birisinde ise “vakit = nakit” eşitliğinin aksine “verimli zaman = nakit” önermesini sunmaktadır. Konuşmacı burada aileniz ile verimli vakit geçirmenin iç mutluluğunuzu ve huzurunuzu arttıracak olması koşulunu ön planda tutarak aileniz ile verimli vakit geçirmenin sizlere mutluluk sağlayacağı ve dolaylı olarak işinizde de verimli zaman geçirebileceğinizi söylemektedir. Denemekten kim ölmüş 😏 Haksız Rekabet Peşi sıra yükselen büyük şirketlerin bulunduğu bir ekosistemden sıyrılıp ayrılmak ve kendinizi ön planda göstermek oldukça girişimcileri zorlayan bir durumdur. Aynı zamanda politik ve ekonomik durumlardaki dalgalanmalar neticesinde müşterinizin kullanacağı ürüne bakış açısındaki hızlı değişim de rekabet piyasasında yer edinmeyi zorlaştırmaktadır. İş Konusunda Yazılı Anlaşma Yapma Alışkanlığının Olmaması Girişimciler ortakları arasında herhangi bir yazılı anlaşma yapmayarak arkadaş bağları ile yola başlamakatadırlar ancak işler biraz ciddileşmeye başladığında, şirket kurma aşamalarında gelindiğinde ise ortada hiç bir yazılı anlaşmanın olmayışı ortaklar arasında gerginlik ve hatta ayrılığa yol açmakatadır. Bir çok girişimin başlamadan bitmesinin sebeplerinden biriside budur. Reklam Maliyetleri Günümüzde dijital pazarlama bir çok girişimcinin temel pazarlama stratejisi olmuş ve bir çok sosyal mecra’da reklamlar ile özellikle son kullanıcılarına rahatlıkla ulaşabiliyor demeyi çok isterdim ki reklam maliyetlerine ufak bir şekilde değinmek istiyorum ( ilerleyen yazılarımda çok daha detaylıca dijital pazarlamayı işleyeceğiz. ) Günümüzde sosyal mecralar ve arama motorları reklamları son kullanıcıya ulaşmak için en uygun yöntemdir. Ancak burada da bir haksız rekabet söz konusu olmaktadır. Örneğin spor ile uğraşan insanlara ulaşmak istiyor iseniz kişi başı 1 dolar gibi bir ücret ödemek zorunda kaldığınız bir ortama geldik. Eğer ki hedeflemelerinizi daha detaylı bir hale getirip dönüşüm oranınızı arttırmak gibi bir amacınız var ise kişi başı 2-3 dolarlardan başlayan fiyatları göze almanız gerekmektedir. Teknolojik Yetersizlikler Son zamanlarda değişen teknoloji ve ölçek ekonomisinin getirdiği boyut itibari ile teknoloji olmadan bir startup’ın başarılı olması neredeyse imkansız bir hal almıştır. Bu neticede pahalı bilgisayarlar almaya, prototip ve logo gibi çalışmalar için bir çok programa yıllık yüzlerce dolar ödemeye hazır olmalısınız. Ciddiye alınmamak
Günümüzde “statü” o kadar önemli bir konuma gelmiş durumdadır ki, müşterinize yüzyüze satış yapıyor iseniz işiniz gerçekten fazlasıyla zor olabiliyor, özellikle B2B satış yapanların müşterilerine önce kendilerini inandırmaları sonrasında satış yapmaları gerekiyor. Sadece satış ile değil çevrenizde de alay konusu olabilir ve “Bırak bu işleri bunlar boş işler” sıkça duyabilirsiniz. Bunların hiçbirisine kulak asmayın, hedef ve odağınızdan asla şaşmayın. Ekip
Girişimciliğin temel kurallarından birisi olan “İyi bir ekip” önermesi belki de erken aşama girişimcilerini en sık karşılaştığı sorunlardan birisidir. Ortağınız/ortaklarınız ile her konuda iyi anlaşabiliyor olmanız, fikirlerinize saygılı olmanız, birbirinizi tamamlayabiliyor olmanız ve de en önemlisi gelir kaynağı olmadan birlikte hareket edebileceğiniz ortaklar bulabilmeniz belki de en önemlisidir.
Eğer siz de girişimcilik serüveninde bu inişler ve çıkışlar ile mücadele ediyorsanız, aklınıza ilk getirmeniz gereken şey; Yalnız değilsiniz ! Hemen hemen her girişimci sizinle benzer zamanlar, kaygılar, hayal kırıklıkları geçiriyor, onlar da sizler gibi bazen hiç başaramayacakmış gibi hissediyor ve duygusal yıkıntılara giriyorlar. Böyle durumlarda bu zorluklar ile tek başınıza mücadele etmeye çalışmak yoğun temponuz içerisinde sizleri iyice içine kapanık bir duruma sokacaktır ve motivasyon kaybına fazlaca sebep olacaktır ki girişimciler için en önemli şeyin “motivasyon” olduğunu biliyoruz. Bu nedenle sıkıntılarınızı ve kaygılarınızı aileniz, arkadaşlarınız, ortaklarınız ile paylaşın ve gerekiyorsa profesyonel bir destek alın. Gördüğünüz gibi girişimcilik tahmin edildiği kadar kolay olmayan aksine normal bir çalışma ortamından fazlasıyla zor ve fazlasıyla strese sahip olan bir iştir. Ancak doğru söze ne hacet, “Bizler bu yaşam stilini seviyoruz”. 💪